Kitap, II.Abdülhamid
ve dönemi üzerindeki tartışmalara farklı bir boyut kazandırma amacı gütmemiş. Dönemin
kaynakları detaylıca incelenmiş, büyük bir titizlikle hazırlanmış. Gelişen
önemli ve tartışmalı olaylara yer verilerek, bu olaylar objektif bir şekilde
yansıtılmaya çalışılmış.
II.Abdülhamid; zeki ve
hassas, programlı, dış siyasette akıllıca davrandığı anlar olmuş. Ancak amcası Abdülaziz
ve abisi V.Murat’ın padişahlıktan indirilmesi sırasındaki olaylar yüzünden
yaşadığı korku ve endişe ülke yönetiminde kendini göstermiş ve baskıcı bir
siyaset izlemesine sebep olmuş. Bu baskıcı siyaset ülke içinde hiç yanyana
gelmeyecekleri birleştirmiş ve amaçları olarak Abdülhamit’in istibdat yönetimine
son vermek olmuş.
Halk o kadar zor duruma
düşmüş ki, Kastamonu’da, Erzurum’da, Trabzon’da Samsun’da, konulan hayvan
vergisi ve şahsi vergi yüzünden isyan etmiş 1908 meşrutiyet rejiminin
başlangıcına zemin hazırlamışlar.
Abdülhamid‘i tahttan
indiren İttihatçılar istibdat yönetimini bitirmekle her şeyin düzeleceğine o
kadar inanmışlar ki, sonrasında ülkeyi nasıl yöneteceklerini düşünmemişler
bile.
Nitekim Abdülhamid döneminden sonra yönetimi devralan yönetimler, Talat,
Enver,Cemal Paşalar ülkeyi iyice çökme noktasına getirmişler. Sonunda da
ülkeden ayrılmışlar. Öyle ki insanlar Abdülhamid dönemini arar olmuş. Ülke sefalet
içinde parçalanmaya başlamış.
Sonunda Atatürk ve arkadaşları dibe vurmuş halkı örgütleyerek İstiklal
Savaşını başlatmış ve emperyalist güçlerin hegemonyasını bitirerek Türkiye
Cumhuriyeti’ni kurmuş.
Filistin’i Yahudi yurdu getirmeyi isteyen Teodor Herzl’e toprak vermeyen
Abdülhamit zamanında, Rothschild ailesi Filistin’in stratejik önemine sahip yerlerinden
80,000 dönüm arazi almış. (sayfa 180).
Sezai Balcı ve Mustafa Balcıoğlu, “Rothschildler ve Osmanlı İmparatorluğu”
adını verdikleri ve arşiv belgelerine dayalı olarak hazırladıkları çalışmada
şunu demişlerdir:
“Sultan II.Abdülhamid döneminde yasadışı olarak gelen Yahudilerin
Filistin’e yerleşmelerine ve tarım yapmalarına izin vermeyen Osmanlı yönetimi, Filistin’de
yaşayan gerek yerli ve gerekse yabancı Musevilerin toprak satın almalarına izin
vermiştir.
1908 yılında Filistin de yaşayan Musevi nüfusu, göçler sayesinde sultan II.
Abdülhamid’in tahta çıktığı 1876 yılına göre üç kat artmış ve 80,000’e ulaşmıştır.”
(sayfa 182)
Kitapta olaylar hakkında fazlaca yorum yapılmamış, büyük ölçüde
kaynaklara inilmiş, yalnızca gerekli yerlerde gerekli açıklamalar yapılarak,
karar okuyuculara bırakılmıştır.
Son cümle: Abdülhamid zamanında onu destekleyenler, meşrutiyet ilan
edilip güç değişince, Abdülhamid’i vatan haini ilan edenler arasında ilk onlar
gelmiş.