Atatürk'ün kendisi ile alakalı, ailesi alakalı, yeni Türk Devletinin kuruluşu ile alakalı yapılan iftiraların büyük çoğunluğunu Rıza Nur'un hatıratı teşkil eder.
Rıza Nur’un “Hayat ve Hatıratım” adlı yazdığı bu kitaptan bazı alıntılar.
---Hakikaten benim dinim yok. Fakat ben din aleyhinde değilim. (sayfa 614)
---Padişahlığı lağveden benim. Benim önergemle oldu ki M.Kemal’in önergeyi yazdığımdan haberi bile yoktu. (sayfa 569)
---Babamın katili bizim karıdır (sayfa 910)
---Gençliğimde bir ara kadın olmak fikrine düşmüştüm. (sayfa 1530)
---Bir aralık sofu oldum. Bu hal bir yıl sürdü sonra namazı bıraktım. (sayfa 72)
---Padişahlığı kaldırdığım gün Fransız temsilcisi yanıma geldi dedi ki: Mustafa Kemal İzmir’e girdi büyük zafer kazandı ama senin bu yaptığın ondan daha büyüktür. Bu millet M.Kemal’i unutabilir ama seni unutmaz. (sayfa 967)
---Abdülhamid çok korkak bir adamdı, hilekârdı ve cahildi. Padişah olmak için hileler yapmıştı. (sayfa 274)
Rıza Nur’un, Atatürk’e saldırdığı bu
kitabında da kendisinin dine inanmadığını söylemesine rağmen, yazdıkları
saçmalıklara inananların dindar kesim olması da ayrı bir tezat oluşturuyor.
Rıza Nur, Mustafa Kemal’in annesinin
Selanik genelevinde çalıştığını hatıratında yazmıştır. Bu rezil iftiraya inanan
Osmanlıcılar; aslında son üç padişahı küçülttüklerinin farkında değiller. Nasıl
olurda annesi genelevde çalışan biri; Abdülhamit devrinde askeri okula girer,
Sultan Reşat zamanında paşalığa terfi eder, Sultan Vahdettin zamanında fahri
yaverliğe seçilir.
Rıza Nur hatıratında küçük yaşta cinsel
istismara maruz kaldığını, eşcinsel olduğunu, cinsiyet değiştirmek
istediğini" anlatıyor. Kendisi doktor olarak kendisini nevrotik bir
kişilik olduğunu söylüyor. Yani bir ruh hastasından bahsediyoruz.
Rıza Nur’un kitabındaki, saçmalıklarından bahsedilmeyerek sadece Atatürk’e
saldırı bölümlerinin gündeme getirilmesi kitap okumayan milletimizin nasıl kandırıldığının
da belgesi niteliğindendir.
Turgut ÖZAKMAN bu kitabında, Rıza Nur’un
yazdığı kitabı sayfa sayfa incelemiş ve sayfa sayfa saçmalıklarını ortaya
dökmüş.
Devletin çeşitli kademlerinde görev almış,
vekillik yapmış, Lozan’a gönderilen heyette yer almış biri olan Rıza Nur nasıl olur da böyle
saçmalar.
Muhtemelen bu görevleri yaparken isteyip de
yapamadığı işleri aklına yazmış. Bilinçaltına yerleştirmiş bu olayları yazarken kişiliksiz
ve bozulmuş ruh hali ile yeniden kurgulayıp yazı haline getirmiş. Turgut ÖZAKMAN
bunu alıntılarla göstermiş.
Bir gizli
servis operasyonu olan ve aslında Atatürk'e değil Türk Milletine karşı
tezgâhlanan bu operasyonda bu hatıraları yeniden kaleme alan, yayınlayan ve her
yerde dile getiren de aynı operasyonun ve aynı merkezlerin bir parçasıdır.
Bu saçmalıklara inanlara da Allah Akıl
Fikir versin.