27 Mayıs 1960 Adnan Menderes’i
idama götüren darbe girişiminden sonra kurulan İnönü hükümetine bir darbe girişimi
de Talat Aydemir tarafından yapılmaya kalkışılır. Ancak bu darbe başarılı
olmaz. Ve Adnan Menderes’in idamına siyasi suçtan kimse idam edilmemeli diyerek
karşı olan İnönü kendi hükümetine yapılan darbe sorumlularının idam edilmesini
onaylar.
Bu darbe girişimi, nedense fazla bilinmez ama ülkemizde demokrasiye
karşı çözümü farklı yollardan arayanların gerçekleştirdiği tarihe geçmiş bir
örnektir.
27 Mayıs 1960 tarihinde Silahlı Kuvvetler
adına darbeyi yapan 38 kişilik Milli Birlik Komitesi (MBK) fikir birliğine
varamayınca bölünüyor ve aralarında Alparslan Türkeş’inde olduğu 14 kişiyi
yurtdışı görevlerine gönderiyorlar.
Daha sonra seçim oluyor
ve İnönü koalisyonla hükümeti kuruyor. Ancak ülke yönetiminin yine önceye döndüğüne
inanan başka bir grup tekrar darbe yapmaya kalkıyor. Bu sefer başlarında genç
kadronun sevdiği Kara Harp Okulu Komutanı Albay Talat Aydemir var.
Talat Aydemir; aslında Harp Okulu ve diğer komutanlıklara yapılan atamaları protesto etmek için 22 Şubat 1962 tarihinde Harp
Okulu öğrencilerini Genelkurmay ve Meclis’in olduğu kavşağa yürütüyor. Tekrar
darbe oldu düşüncesiyle milletvekilleri ve Generaller kaçıyor.
Talat Aydemir’e bağlı Bnb. Fethi Gürcan; bu yürüyüşü, darbe oldu zannıyla İnönü, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet
komutanlarının olduğu bölgeyi kuşatıyor. Talat Aydemir’e durumu bildiriyor. Talat
Aydemir’in o anki amacı darbe olmadığı için serbest bırak diyor. Ve Başbakan ve
komutanlar serbest bırakılıyor. Sonradan İnönü, “işte Talat Aydemir’in kaybettiği an bu
an” diyor.
Sonrasında yargılanmayacakları
teminatı alan Talat Aydemir, birlikleri kışlaya geri çekiyor. Bu teşebbüsüne
katılanlar İnönü tarafından emekli ediliyor.
Emekli olanlar İnönü yönetimini
ve ülke gidişatını beğenmedikleri için tekrar organize oluyorlar ve 21 Mayıs
1963 tarihinde bu sefer bir darbe girişiminde bulunuyorlar. Koordinesizlik, darbeyi
haber alıp İnönü ile hareket edenlerin sabote etmesi sonucu darbe bastırılıyor.
Dört kişi idamla cezalandırılıyor ancak Meclis sadece Albay Talat Aydemir ve Binbaşı
Fethi Gürcan’ın idamını onaylıyor ve idam ediliyor. Diğer iki kişi de affediliyor. Affedilenlerden biri olan bu
kitabın yazarı da bir süre hapis
yatıktan sonra hapisten çıkıyor ve tuttuğu anılar bu dönemin
aydınlatılmasına katkı sağlıyor.
Her iki darbe girişiminde
Başbakan olan İnönü önceden darbe yapacaklarını haber alıyor ve Genelkurmay Başkanı
ve diğer Generaller vasıtasıyla darbenin başarılı olmasını engelliyor.
Daha önce beraber hareket
edileceğine dair protokol imzalayan bazı general/amiraller ikili oynuyor. Başarılı
olsa destekleyecek, olmazsa desteklemeyecek rolü oynuyor. Yazar bu durumu çok
eleştiriyor.
Her iki darbe
girişimlerinin bu zamana kadarki darbelerden tek farkı, ABD güdümünde olmayan, Türkçü
bir darbe girişimi. 1960 darbesini yapan bazı ABD güdümlü darbeciler, alt kademeden
gelen Türkçü darbecileri mağlup ediyor.
Kitap, bu darbelere katkı
sağlamış ve Talat Aydemir ile birlikte olan Kurmay Yarbay Osman Deniz’in anılarından oluşuyor ve yayınlanmasını da öldükten sonra yapılmasını istediği için ölümünden sonra yayınlanıyor.
O döneme ışık tutması
bakımından ve bu konuda yayınlanan fazla bir kitap olmaması kitabı ilginç yapıyor.