22 Kasım 2020 Pazar

Kitap: Suç ve Ceza, Yazar: Dostoyevski


Sayfa 521:

“Herkesin akıllı olmasını beklemenin çok uzun süreceğini anladım. Bir de bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini…
İnsanların değişmeyeceğini, onları değiştirebilecek kimsenin bulunmadığını ve bunun için çaba göstermeye değmeyeceğini,
Akıllıca ve ruhça kim sağlam ve güçlüyse, insanlara onun buyuracağını biliyorum artık…
Kim daha yürekliyse, haklı olan da odur.
Her şeyin içine tükürmekte, aldırmazlıkta en ileri gidenler, herkesten daha haklıdır. Bugüne kadar böyle gelmiş, bundan sonra da böyle gidecek.
Bu gerçeği ayırt edemeyenler kördür.”



Fakir bir genç olan Raskolnikov, başarılı olmasına rağmen hukuk fakültesini maddi sebeplerden ötürü yarıda bırakmak zorunda kalmıştır. Paranın, parayla ne yapılacağını bilmeyen, insanlık ailesine parazit olan aşağılık insanların elinde iken, toplumun gelişmesine büyük katkılar sağlayabileceklerin para sıkıntısı çekmesinin yanlış bir düşünce olduğunu düşünmektedir. Bu yanlışlığı düzeltmek üzere yaşlı ve zengin olan bir tefeciyi,ve onun kız kardeşini öldürür. Kimsenin kendisini görmediğini ve geride çok büyük bir olasılıkla bir iz kalmadığını bildiği halde, bazı tesadüflerin sonucunda Raskolnikov müthiş bir tedirginlik içine düşer. İnsanlığını, masumiyetini yitirmiştir. Temiz kalpli Sonya'ya suçunu itiraf eden Raskolnikov, polise de teslim olur ve cezasını çekmek üzere Sibirya'ya gider.


Dünya klasikleri arasında yer alan eser; insan psikolojisi, cinayet, katil psikolojisi, pişmanlık, intikam, vicdanın sesi, karakter analizleri, karakterlerin ruh halleri vb. özellikler sayesinde roman polisiye roman alanında en başarılı yapıtlardan biri olarak kabul edilmiş.

Toplumsal mesaj da içeren, sabırla okunması gereken (biraz uzun 687 sayfa) bir kitap.


7 Kasım 2020 Cumartesi

Kitap: 1984, Yazar: George ORWELL


     Evinizin odalarından, tele-ekran’la sürekli dinlendiğinizi ve gözetlendiğinizi düşünün ve o tele-ekran’da parti propagandası yapıldığını…
     1948 yılında yazılan kitap; gelecekte totaliter düzeni, insanların makineleşeceğini, zihinlerin kontrol altına alınacağını, bireyselliğin yok edileceğini anlatan ütopik bir roman.
     Sürekli parti lideri tele-ekranda, ülke geçmişi yalanlarla zihinlerden siliniyor, yıllar önce uçak icat edilmesine rağmen parti biz icat etik diyor, muhalif düşünceler hain ilan ediliyor, özgür düşüncede olanlar cezalandırılıyor…
     
     İlle de gerçekten savaşılıyor olması gerekmez; belirleyici bir zafer mümkün olmadığından, savaşın nasıl gittiği de önemli değildir.  Gerekli olan tek şey, bir savaş halinin var olmasıdır. Yani mühim olan bir korkunun sürekli gündemde tutulmasıdır diyerek sanki günümüzü anlatmış.
     
     Tarih boyunca dünyada üç tür insan sınıfı olagelmiştir. Yüksek, Orta ve Aşağı. Yüksek kesimin amacı, bulunduğu yeri korumaktır. Orta kesimin amacı, Yüksek kesimle yer değiştirmektir. Aşağı kesimin amacı ise tüm ayrımları ortadan kaldırmak ve tüm insanların eşit olacağı bir toplum yaratmaktır.
     Yüksek kesimin, kendine olan inancını ya da yönetme yeteneğini yitirdiği, hatta her ikisini birden yitirdiği dönemler hep olmuştur. Böyle dönemlerde, özgürlük ve adalet için savaşıyor görünerek Aşağı kesimi de yanına alan Orta kesim tarafından devrilmiştir.
     Ne var ki, Orta kesim, hedefine ulaşır ulaşmaz, Aşağı kesimi eski kölelik konumuna geri gönderir ve kendisi yüksek kesim konumuna geçer. Çok geçmeden, öteki kesimlerin birinden ya da her ikisinden kopan yeni bir Orta kesim ortaya çıkar ve savaşım yeniden başlar. Bu üç kesimden hedeflerine geçici de olsa hiçbir zaman ulaşamayan, yalnızca Aşağı kesimdir.

     Kitabı kaleme aldığı 1948 yılında ütopik olanların günümüzde gerçekleştiğini görüyorsunuz. Ve yazdıklarının bazılarının da gelecek için bize uyarı olduğunu düşünüyorsunuz.
     İnsanların birçok yönden, özellikle de duygusal olarak nasıl uyutulduğunu, makineleştirildiğini gözler önüne seren etkileyici bir kitap.