Afet İNAN’ın kızının; Millî Mücadele’de görev almış 14 kişi ile yaptığı mülakatlar kitap haline getirilmiş. Tarihin canlı tanıklarının anlattıkları olarak değerlendirilecek bir yapıt. Resmi bir belge olmayıp, tanıkların kendi görüşlerini yansıtsa da o dönemde olan olayları, çekilen zorlukları, yaşanılanları okudukça Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün yokluklar içinde, ülkesi için ne kadar uğraştığını bir kez daha anlıyorsunuz.
Anıların anlatılması
kitabı akıcı hale getiriyor. Konuya ilgisi olanlar için güzel bilgiler mevcut.
Kitaptan bazı bölümler:
---Ferit Celal Güven: “Karıma, arkadaşlarıma, gülün, oynayın,
yaşayın, eğlenin, giyinin, yiyin, için bu bir altın devirdir bir daha bu devir
gelmez demiştim. Atatürk devri bitti, 1950’lere gelindiğinde bana ne kadar
haklıymışsın derlerdi.” (sayfa 97)
---1976 yılında Şevket Süreyya Aydemir ile yaptığı
görüşmede: “Onun heykellerini kırıyoruz, onun resimlerini yırtıyoruz. Yani
Atatürk'e ait her şeyi arka plana atıyoruz. Birçok resmî yetkililer Atatürk'ün
adını dinlemek bile istemiyorlar. E! Ama bu bir tarihi kaderdir. Çünkü
kahramanlar inkâr edilir. Kahramanlar çile çeker. Kahramanların heykelleri
yıkılır. Atatürk bunları bilen adamdı ve bekleyen adamdı. Maalesef bu menfi
neticeye bugün ulaşmışızdır. Atatürk ve Atatürkçülük bir suç gibidir bugün.”
(sayfa 291)
(Demek ki 45 sene önce de Atatürk’e saldırılar vardı, ama
fikirleri öldüremedikleri için Atatürk sevgisi/saygısı hala devam ediyor.)
Atatürk: "Fikri vardır
söylemez. Ben ne yapayım o adamı. Ne yapayım ben onları.” derdi. Yani hep evet
efendim, evet efendim diyenlere de kızardı. (sayfa 371)
---İlk
Kadın Milletvekillerinden Fakihe Öymen:
Bugün Napolyon
Bonapart, maceraperest bir adam, fakat Fransa'ya hizmet etmiş, ama sonradan şöyle
olmuş böyle olmuş. Fransa bugün Napolyon’u minnetle anar. Atatürk onun çok
üstünde, ama bizde bu sen ben kavgası yok mu? İşte bu berbat eden. (sayfa 446)